Gezi Belgesel Haber Hobi ve Macera Programcılığında Yeni Bir Versiyon
Keşif Programı Hızla Yükseliyor
Günümüzde her şeyin yozlaştığı bir dönemde ve bu toprakların özüne uygun izlenebilecek doğru düzgün bir televizyon programı özlemi çekilirken, Keşif İsimli bir televizyon programı sessiz sedasız bir şekilde Anadolu Coğrafyasında hızla yükseliyor.
Araştırmacı Yazar A Kadir Demircan’ın, iki yıllık bir süre içinde tam 2.000 ‘in üzerinde yaptığı, süresi 5 ile 40 dakikadan oluşan televizyon programlarının 14 tane internet televizyonu ile 60 ‘a yakın video sitesinde yayınlanarak Türkiye ve Dünya rekorlarını kırmasından sonra, programların yeni çekimleri iki tane uydudan yayınlanan televizyonda da yayınlanmaya başladı.
Pazartesi günleri Kaçkar TV de 18.00 da, Yıldız TV de de 22.000 da yayınlanan Keşif Programı kısa sürede büyük bir izleyici kitlesine ulaştı.
Programın yapımcısı ve sunucusu A Kadir Demircan yaptığı açıklamada;
“Temel amacı ve ana fikri, toplumu bilgilendirmek, eğitmek, düşündürmek, yönlendirmek, teşebbüse ve harekete geçmesini teşvik etmek olan bu yapım, bölgenin, ülkenin ve insanlığın menfaatine ait tüm değerlerin görünmesini, bilinmesini, yaşatılmasını, muhafazasını sağlamak, daha da geliştirip güçlendirilmesini teşvik etmek için serbest konular üzerinde gerçekleştirilmektedir..
Keşif programı ayrıca, ülkemizdeki; araştırma, inceleme ve belgesel türdeki program boşluğunu doldurmak hedefine de hizmet edecek, güçlü bir alternatif ve rekabet imkânı oluşturacaktır.
İnşallah Keşif programı Anadolu Toprakları üzerinde yankı yapacak, Yeryüzü programcılığının ilk versiyonu olacaktır.
Keşif; Türkiye ve Balkanlar üzerinde yapılacak olup; gezi, belgesel, haber, hobi, macera ve bilim araştırma programcılığına yeni bir model teşkil edecektir..
Biz Keşif Ekibi olarak; kimsenin haberdar olmadığı, unutulan, unutturulmak istenen konuları gün yüzüne çıkartarak, gündeme almak ve izleyicilerimizle paylaşmak düşüncesiyle yola çıktık.
Keşif; tamamen doğal ortamlarda “şehirde ve kırsalda” çekimi ve sunumu yapılan bir programdır.
Keşif: Ülkemizin; kültürel, sanatsal, coğrafi, tarihi, ekonomik ve turizm değerleri ile tüm maddi ve manevi potansiyellerini araştırmak, incelemek, irdelemek, tanıtmak, toplumun bilgilenmesine ve eğitimine katkı sağlamak üzere hazırlanan, yirminin üzerinde alt dosyası bulunan bir programın adıdır.
Keşifte merak ettiğiniz her şeyi bulacak ve birçok güzellikle tanışacaksınız.
Keşif; benzeri programlardan farklı olarak; doğal bir görüntü, sunum tekniği ve üslubu ile projelendirilmiş, doğruluk ve adaleti ilke edinen, objektif ve tarafsız bir program olacaktır.
Keşif’te; insanlar zaman sermayelerini boşa harcamayacaklar. Keşif programlarında; vatan sevdası, sevgi, hoşgörü, muhabbet, aksiyon, sorumlu yayıncılık anlayışı ve hizmet aşkını görecekler.
Biz ayrıca programlarımızın dosya haberlerini de yayınlıyoruz.
Çektiğimiz programları hem iki tane televizyonda hem de video kanalı ile internet televizyonunda da yayınlıyoruz. İzleyiciye her yönden ulaşmaya çalışıyoruz.
Ayrıca programlarımızı herkes istediği şekilde ve yerde alıp yayınlayabilir. Ajansımız telifsiz ve ücretsiz yayın hizmeti sunuyor. Birçok televizyon ve yapım firması bunu asla yapmaz. Yıllar önce ben Kanal 7 de yayınlanan Mihrali Dizisinde oyuncu olarak bir rol almıştım. O rolümün bulunduğu bölümün hatıra kalsın diye kopyasını istemiştim, bana bir kopyasını dahi vermediler. Böyle ticari ve gayri insani anlayıştan nefret ettiğim için, çektiğim programların tümünün bütün haklarını halkımıza sınırsız ve süresiz olarak hediye ettim. Herkes benim yaptığım belgesel haber programlarını indirebilir, yayınlayabilir, çoğaltabilir.
Biz bu topraklara sevdalıyız ve bu programları hizmet olsun diye yapıyoruz. Bizi desteklemek isteyenler buyursun desteklesinler. Kösteklemek isteyenler de ellerinden geleni ardına koymasınlar.
Keşif programları ileride kitap olarak ta yayınlanacak. Yani amatör ruhla, profesyonel hareket ediyoruz. Amatörlüğü severim ve programlarımı amatör ayarında yapıyorum. Halkımız böyle istiyor. Kendine yakın olmamızı arzuluyor. Yoksa biz şatafatlı programlar yapmasını da biliriz. Benim sinema televizyonla ilgili üç tane kitabım var. İki tanesi İletişim fakültelerinde de okutuluyor. Beş yüz kişiye sinema televizyonla ilgili kurs, ders ve sertifika verdim. Ama amatör ruhla çalışmak çok daha zevkli geliyor bana. Programlarım da bu şekilde devam edecek.
Halkımız bizi izlesin ve izlemeye devam etsin. Bakın neler olacak. Bu programda çok iddialıyım. Rabbim ömür ve sıhhat verirse, Türkiye ve Balkanlar üzerinde önemli projelerimiz var.
Keşif Programında yayınlanmasını istediğiniz her türlü dosyalar, konu ve konuklar için, bizi haftanın her günü ve 24 saati arayabilirsiniz.
Keşif’in; gönüllü muhabiri, sunucusu ve temsilcisi de olabilirisiniz. Yani keşif ayrıca programcılılık ve sunuculuk merakı olan kişilere de fırsat sunan bir programdır.
Bizde diğerlerinde olduğu gibi; kıskançlık, bilgi gizleme, çekememezlik, ayak oyunları, karalama gibi çirkin huylar yoktur. Keşif programına sunucu veya temsilci olmak isteyenleri topluca bir araya getirip yetiştireceğiz. Kitaplarımdan vereceğim. Amacımız ülkemiz yeni neferler kazansın. Bize fırsat sunulmadı, çok emekledik, zorluklarla ve engellerle karşılaştık. Hala daha karşılaşıyoruz. Başkaları bari aynı engellerle karşılaşmasın istiyoruz. Elimizden gelen tüm imkânları ve bilgileri isteyenlerle paylaşmaya hazırım.
Televizyonculuk ve programcılık nasıl olurmuş herkes görecek.” dedi
İşte Keşif Programın Dosyaları
Keşif / Sesli Düşünce / Not Defteri - Tefekkür İklimi
Keşif / Özel / Konuklar - Özel Gündem
Keşif / Turizm - Gezi - Eğlence
Keşif / Tarih - Kültür - Sanat
Keşif / Projeler - İcatlar - Mucitler
Keşif / Bilim - Teknoloji - Kalkınma
Keşif / İş ve Ekonomi Dünyası
Keşif / Aktüalite Sosyalita
Keşif / Çevre - Doğa - Sağlık - Spor
Keşif / Yer Altı Kaynaklarımız – Doğal Varlıklarımız
Keşif / Köylerimiz - Köyde Hayat
Keşif / Eğitim - Öğretim
Keşif / Şehir -Yerel Yönetim
Keşif / El Sanatları Oya Çeyiz
Keşif / Meslekler- Sanatlar
Keşif / Hobi - Macera
Keşif / Politika
Keşif / Sivil Toplum
Keşif / Cemiyetler - Törenler
Keşif / Kırsal Dünya
Keşif / Şifalı Bitkiler
Keşif / Tarım Vitrini - Üretici Dünyası
Keşif / Yer Altı Kaynaklarımız – Doğal Varlıklarımız
Şifalı Çamur Kaplıcasına Büyük İlgi
Balıkesir Turizm Açısından Çok Önde Ancak Tanıtım Eksikliği Var
Kaplıca turizminin önemli ve alternatif bir modeli olan Şifalı Çamur Kaplıcalarına ilgi gün geçtikçe yükseliyor.
Susurluk ilçesinin Ilıcaoba köyünde 135 dönümlük bir araziyi, 49 yıllığına kiralayan bir işletmeci tarafından işletilen kaplıcaya, yeni modern tesisler kazandırılmış.
Türkiye nin her yerinden misafirleri olan Çamur Kaplıcası; tamamen açık havada, arazinin üzerine kurulu, bay ve bayanlara özel, etrafı avluyla çevrili çamur havuzları şeklinde hizmet sunuyor.
Şifalı çamur kaplıcasının; romatizma, siyatik, kireçlenme, bel fıtığı, nevralji, lumbargo, nevrit, polinevat, cilt hastalıkları, sedef, kadın hastalıkları, kırık ve çıkık sonrası hareketsizlik, felç türündeki hastalıklara şifa olduğu söyleniyor.
Sudaki bir karbonat maddenin kireçlenmeyi çözdüğü ve felçli hastalara çok iyi geldiği söyleniyor. Orada pansiyon işleten bir köylü kadın şahit olduğu bir anısını anlatıyor. Almanya’dan gelen ve felçli olduğu için hiç yürüyemeyen bir adamın, bir hafta sonra yürüyerek havuza girdiğini ve kaplıcadan iyileşerek ayrıldığını, yakınlarının da buna hayret ettiklerini ve çok sevindiklerini anlatıyor.
Etraftaki köylüler de benzer olaylardan bahsediyorlar. En azından hiç kimsenin çamur kaplıcasından zarar görmediğini ve üstelik her şekilde memnun kalarak ayrıldıklarını söyleyebiliriz.
Kaplıcanın kenarında tarihi Ceneviz hamamı da bulunuyor. Bu hamamdan çıkan 44 derecelik su motorlarla çamur havuzuna aktarılıyor. Kaplıcanın çamurundaki maddelerin, sıcak su karışımıyla birlikte insanlara şifa olduğu söyleniyor. Etrafına havuzları da içerisinde bulunan tesisler yapılmış ancak düzenli olarak işletilememiş.
Kaplıcanın bulunduğu köy çok şanslı. Köyde pansiyonculuk ve marketçilik yaygınlaşmış. Ancak bu yıl ekonomik kriz dolayısıyla istedikleri sonucu alamamışlar.
Keşifin Yorumu – A Kadir Demircan
Kaplıca çok güzel. Herkesi gidip görmeyi hatta yararlanmayı tavsiye ederim. Yatırımcı şirket çok iyi çalışıyor, ancak eksiklikleri de oldukça çok. Örneğin bizimle televizyoncu olduğumuzu, tanıtım yapacağımızı söylememize rağmen ilgilenemediler, yetkililere ulaşamadık. Ancak en azından gezip görmemize engel olmadılar. Böyle işletmeler halkın ortak malıdır, kimsenin özel tekelinde değildir. Tesis herkese açılmalı, her şey paylaşılmalı. Köy muhtarı sağolsun bize gerekli ilgiyi gösterdi. Bizde görüntü alabildik. Buranın video klibi çekilmeli, televizyon ve gazetelerde haber yapılmalı. Sonra denilmemeli. Sonra diye diye yıllar, asırlar geçiyor, ömür bitiyor ve insanlık kaybediyor. İyi, hayırlı ve güzel işler için hemen şimdi denilmeli. Girişimcileri her ne kadar bizimle ilgilenemeseler de tebrik ediyorum. Köy muhtarını özellikle kutluyorum.
Keşif / Çevre - Doğa - Sağlık - Spor
Manyas Kuş Cenneti Ziyaretçilerini Büyülüyor
Türkiye’nin Doğal Tek Kuş Konaklama Tesisleri
Kuş Cennetinden Manzaralar
Balıkesirin Bandırma ilçesi sınırında bulunan Kuş Cenneti, Marmara denizinin güneyinde, Bandırma ile Manyas arasında, Balıkesir yolunun15.nci kilometresinde, Manyas gölünün kenarında bulunuyor.
Her yıl Bandırma belediyesince, Uluslar Arası Bandırma Kuş Cenneti Kültür ve Turizm Festivali olarak kutlanıyor.
Kültür Bakanlığı tarafından koruma altına alınmış, Çevre ve Orman Bakanlığı bünyesinde Milli Parklar Genel Müdürlüğüne bağlı olarak hizmet sunuyor.
En çok ziyaretçisi olan park unvanına sahip. Bu yeri 1938 yılında Prf Dr. Curt Kosving ve Eşi Leonore Kosving keşfetmişler ve park olmasını sağlamışlar.
İstanbul Üniversitesi Hidrobiyoloji bölümü 1952 yılında inceleme istasyonu kurmuş. 1959 yılında da Milli park yapılmış.
Avrupa konseyi tarafından da A Sınıfı diploma ile ödüllendirilmiştir.
Parkta 1975 yılına kadar 238 kuş türü tesbit edilmiş, daha sonra bu rakam 255 e çıkmıştır. 66 kuş türünün de düzenli olarak burada kuluçka topluluğuna katıldığı tespit edilmiş.
Burası Marmara bölgesi ılıman iklim kuşağında ve kuşların kıtalar arası göç yolları üzerinde kalan uğrak yeri yani dinlenme tesisleri haline gelmiş.
Kuşlar kıtadan kıtaya yolculuğa devam ederken, buraya misafir oluyorlar, dinleniyorlar, konaklıyorlar, karınlarını doyurup yeniden yollarına devam ediyorlar.
Kuşların buradaki konaklama süreleri 1 saat, 1 ay ve en fazlada 1 yıl olarak tespit edilmiş.
Yılda buraya gelen kuş sayınsın da 3 milyonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Kuş Cenneti Milli parkında; bütün kuş türlerinin olduğu büyük bir müze var. Ayrıca kapalı devre kameralar ile kuşların bütün hareketleri canlı olarak izleniyor ve ziyaretçiler de bunu müzedeki dev ekranlardan görebiliyorlar.
Gözetleme kulesinden dürbünlerle kuşların hareketlerini izleyebiliyorsunuz. Kuşların buradaki mevsimi de Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ayları oluyor.
Her yıl 67 ülkeden 80-90 bin civarında turist burayı ziyarete geliyormuş.
Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
Bu parkı Keşif ekibi olarak gezip gördük, inceledik ve bilgiler aldık. Özellikle parkın görevlilerini tebrik ediyoruz. Bizimle çok yakından ilgilendiler, her taleplerimize severek, içtenlikle cevap verdiler. Memur zihniyetini bu parkta göremedik. Çalışanlarını ve idarecilerini kutluyoruz.
Kuş Cennetini herkesin ziyaret etmesini tavsiye ediyoruz. Oradaki tabiat alemini, kuşlar dünyasını, doğal hayatı ve Allah’ın yaratılış gerçeğini damarlarınıza kadar yaşıyorsunuz. Bir akıl sahibi kişi için, onları izleyip te inkârcı veya inançsız olmak için deli olmak lazım.
Farklı bir dünyaya giriyorsunuz, çıkmak istemiyorsunuz, doyamıyorsunuz izlemeye, hayran kalmaya. Hayret üstüne hayretler yaşıyorsunuz. Kuşların her birisi ve her bir hareketleri birer mucize niteliğinde.
İzle, anla, düşün, tefekkür et. Adeta dinleniyorsun, arınıyorsun, psiko terapiden çıkmış gibi oluyorsun.
Kuş Cenentinin internet sitesini yapmayı unutmuşlar herhalde. Yollarda tanıtım tabelaları yok denecek kadar az ve eskimiş vaziyette. Balıkesirin bütün bölgelerine “Kuş Cennetine Gidilir” tabelaları asılmalı. Kuş cennetinin yanına insanlar için de dinlenme ve piknik yerleri yapılmalı.
Keşif / Tefekkür İklimi
Son Yolculuğa Uğurlama Töreni
Basri Yılmaz Amcayı Topluca Uğurladık
Basri Yılmaz amaca Dönüşü OLmayan Yolculuğa Uğurlandı
Ölüm. Hepimiz için mukadder olan bir yolculuk için hazırlık yapmalıyız. Son yolculuğumuza uğurlamak için bizim için de gelenler, mezarımızı kazanlar, mezara koyanlar ve üzerimizi toprakla örtenler ve mezarımız başında okuyanlar, ağlayanlar, göz yaşı dökenler olacak. Tıpkı bizim Basri Yılmaz amcaya yaptığımız gibi.
Gönen’in Çallıca köyünden Basri Yılmaz amca, uzun süredir ağır hastaydı ve artık doktorlar ile ailesi ümidini kesmiş, son vazifelerini yapmanın telaşı içindeydiler. Bir gün geldi, Basri amca hayata veda etti. Okunan sela ile dost ve yakınlarına duyurdular. Kısa gün içinde gelebilen geldi cenaze törenine. Mezarını kazdılar, yıkayıp yuğdular ve tabuta koydular. Camiden çıkan cemaat evinin önüne geldiler. Topluca dua ettiler. Sonra dört kişi, Basri amcayı, 78 yıl yaşamış olduğu evinin önünden, bir daha dönüşü olmamak üzere, ebedi yolculuğuna çıkmak üzere omuzlayıp götürdüler.
Mezarlıkta namazı kılındı, sonra oğulları Niyazi ve Turan yılmaz, tabuttan alıp kucaklayıp, başı kıbleye gelecek şekilde kabire koydular. Mezar tahtalarını da döşedikten sonra, sevenleri toprak atmaya başladılar ve tamamen gömdüler. Mezarın üzerini ortadan çizdiler ve ibrikle su döktüler. Ardından sırayla Kuran’ı Kerim okudular, dua ve niyazda bulundular, sonra dağılıp gittiler. Basri amcanın, dayıoğlu Hasan Çiftçi, telkin işlemini gerçekleştirdikten sonra o da mezarlıktan ayrıldı. Artık Bari amca mezarlıkta, kabrinde yalnız başına kalmıştı. Ahiret hayatı başlamıştı. Akşamı ise sorgu melekleri görevlerini yapacaklardı. Buradan sonrasını artık, dünyadan bilen olmayacak. Orası Basri amcayla, görevli meleklerin ve yaratıcının bilgisinde.
Ölümden kurtuluş yoktur, ölüm her an sizi yakalayabilir. Ölüme her an hazırlıklı bulunun.
Ölüm son değildir, yeni bir başlangıçtır. Güzel takva sahipleri ve gerçek müminler ölümden korkmazlar. Onlar için ölüm her an gündemdedir. Dünyada ölümsüz hiçbir canlı yoktur. Kimse; kaç yaşında, kaç yıl sonra, hangi sene, kaç saat, kaç dakika ve kaç saniye sonra öleceğini bilemez, o her an gelip çatabilir. Ne zaman çıkılacağı belli olmayan bir yolculuk için her an teyakkuz halinde olmamız gerekmez mi.
Ankebût 57:”Her nefis ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz...”
Nisâ 78:”Her nerede olursanız ölüm size erişir; velev ki, tahkim edilmiş yüksek kalelerde bulunun.”
Cum’a 8: ”De ki; kendisinden o kaçıp durduğunuz ölüm, muhakkak gelip size kavuşacaktır. Sonra hem gizli, hem aşikarı bilen Allah’a döndürüleceksiniz de, o size neler yaptığınızı haber verecektir.”
Ahzâb 16:”Ey Muhammet! De ki: “Eğer ölümden yahut öldürülmekten kaçıyorsanız bilin ki, kaçmak size fayda vermeyecektir; kaçsanız bile az bir zamandan fazla yaşatılmazsınız.”
İnsan uyuyup uyandırıldığı gibi, ölüp yeniden diriltilecektir.
En’âm 60:”O’dur ki, sizleri geceleyin uyutarak ölü gibi yapıyor, gündüz de yaptığınız işleri biliyor. Sonra takdir edilen ömür tamamlansın Muhammed 27: ”O halde, melekler onların (kafir ve münafıkların) yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını alırlarken nasıl hareket edecekler”.
Nâhl 32:”Takva sahipleri (müminler) o kimselerdir ki, melekler, canlarını hoş ve rahat oldukları halde alırlar. Selam size. Yapmış olduğunuz güzel işlerin mükafatı olarak girin cennete...derler”.
diye, sizi gündüz uyandırıyor...”
Ölümden ve öldürülmekten, tehlikeden, eza ve cefadan kaçamazsınız.
Ahzâb 16:”Ey Muhammed! de ki: kaçmak size fayda vermeyecektir. Kaçsanız bile az bir zamandan fazla yaşatılmazsınız.”
Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
Bu habere ve manzaraya ne yorum olabilir ki. Haberi de, yorumu da içinde. Anlayanlara sivrisinek saz, anlamayanlara davul zurna az. Hesaba çekilmeden önce kendimiz hesaba çekebiliyor muyuz? Bu dünyada misafir olduğumuzun ve bize ait hiçbir şeyin olmadığının farkında mıyız değilmiyiz.
Bulunduğumuz makam, mevki, şöhret bizi sarhoş etmiş, kendimizden geçirmiş, şımartmış ve ölümü unutturmuş mu yoksa her şeyin farkında, bilincinde miyiz.
Keşif / Aktüalite Sosyalita
Gönen İmam Hatip Mezunları
11. Defa Buluştu
Mezunlar Gününe 400 kişi katıldı
Mezunlar Günü Okulun Bahçesinde Kutlandı
Gönen İmam Hatip Lisesi 11. nci Mezunlar Günü kutlamasını 9 Temmuz Pazar günü İmam Hatip Lisesi bahçesinde 400 kişinin katılımıyla gerçekleştirdi.
Mezunlar gününe; okulun eski müdürleri ve öğretmenleri ile okuldan mezun olanlar, okulda okumuş olanlar, kendini fahri İmam Hatipli görenler ile mezunların yakınları katıldı.
Kuran-ı Kerim açılışı ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan toplantı da okulun ilk mezunu ve aynı zamanda müdürü de olan Metin Erbay açılış konuşması yaptı.
Mezunlar günü programında katılımcılara ikramlarda bulunuldu. Mezunlar doyasıya sohbet ederek eski günlerini yad ettiler.
Gönen İmam Hatip Lisesi 1977 yılında 55 öğrenci ile açılmış, 1985 yılında da Anadolu İmam Hatip statüsüne kavuşturulmuş.
16 Ağustos 1997 yılında dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz zamanında darbeci 28 Şubatçıların baskılarıyla, 8 yıllık kesintisiz eğitime geçirilerek orta kısımları kapatılmış ve katsayı engeliyle başka üniversiteleri kazanmaların önü kesilmişti.
İmam Hatip Okulları ilk defa1924 yılında açılmış, 1930 da yeniden kapatılmıştı.1951 yılında 7 ilde orta kısmı 3, lise kısmı 4 yıl olan 7 yıllık İmam Hatip okulu açılmış ve 1958 yılına ilk mezunlarını vermişti. İlk mezunları çok iyi yetişen İmam hatipleri halk çok beğenmiş ve daha sonra 1973 yılında bu okulların sayıları 150 ye çıkarılmıştı.
İmam Hatip Okulları üzerinde birçok entrikalar ve baskılar denenmiş ve hiç birinde başarılı olunamamış, halk bu baskılar karşısında bu okulları daha çok sahiplenmiştir.
Hala İHL mezunları askeri okullara anlaşılamayan sebeplerden dolayı alınmamaktadır.
Yüksek Öğretim Kurumunca 21. Temmuz 2009 dalınan bir karar ile Üniversitelerdeki kat sayı engelini de kaldırarak tekrar bu okulların önü açılmıştır.
Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
İmam Hatipli Olmak ayrıcalıklıdır. İmam Hatip mezunları veya İmam Hatip Lisesinde bir dönem dahi okumuş olan bir kişi, hayatın her döneminde farklılığını gösterebilmektedir. Yakalanan teröristler, PKK lılar, adam öldürenler, soyguncular, vurguncular, içkiciler içerisinde İmam Hatip Menşeli birisine rastlamanız neredeyse mümkün değildir. Tabiî ki istisnalar olacaktır, bir sepet yumurtadan bir tane çürük çıkacaktır. Ancak aslolan gerçek, istisnalar kaideyi bozmaz gerçeğidir.
Ancak şu da bir gerçektir ki, son dönemlerde İmam Hatip Liseleri de yozlaşmayla yüz yüze kalmıştır. Bu yozlaşmanın önüne geçilmeli, İmam Hatipler yakın tarihteki gerçek misyonuna yeniden ve hızla büründürülmelidir. Bunu, 1984 yılında İmam Hatipten Mezun olmuş ve 1995 de İmam Hatip Rehberi isimli kitabı Türkiye’de ilk ve tek olarak yazmış ve yayınlamış birsi olarak, samimi duygularımla söylüyorum. 1984 deki İmam Hatiplilik çizgisi ve misyonunu şu an görememekteyim.
Keşif / Tefekkür İklimi
Gönen İlahi Gurubu Hayırlı Olsun
Müezzin ve İmam Hatiplerden Oluşan İlahi Gurubu Gönülleri Coşturdu
Gönen İlahi Guurbu Hayırlı Olsun
Gönen’de görevli İmam hatip ve Müezzinlerden oluşan 5 kişilik bir ilahi gurubu kuruldu. İlahi gurubunun adı “Gönen İlahi Gurubu” olarak belirlendi.
Gönen Belediyesi Türk Halk ve Türk Sanat Müziği korosunun şefi Faruk Arısoy ve ekibinin de dahil olduğu Gönen İlahi Gurubu, ilk konserini Yıldız otelde yapılan bir cemiyet te verdi.
Birbirinden güzel parçaları profesyonelce seslendiren ilahi gurubu dinleyenleri adeta kendinden geçirdi.
Bilindiği üzere İlahi; Anadolu ve İslam coğrafyasında bir gelenek ve görenek olarak bürük önem arz etmektedir.
Dünyada birçok sanatçı İslamla şereflendikten sonra ilahi tarzı müzikler yapmaktadır. Bunun en bariz örneği ise eski adı Cat Stevans olan islamı seçtikten sonra Yusuf İslam adını alan sanatçıdır.
Yine Türkiye’de Ömer Karaoğlu, Aykut Kuşkaya, Mesut Şimşek, Hüseyin Goncagül, Abdurahman Önül, Eşref Ziya, M Emin Ay, Erkan Mutlu başta olmak üzere yüzlerce İslami müzik sanatçısı, kasetleri ve televizyon klipleri bulunmaktadır.
Bunların başında da Beraat TV, TVT kanalları gelmektedir.
Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
Gönen İlahi Gurubu çok iyi bir fikir. Ancak birinci derecede ticari amaca yönelik olarak faaliyette bulunurlarsa kısa sürede kaybederler. Amaç dine, ilme ve insanlığa hizmet olmalı. Gönüllülük esas alınmalı. Her programdan ticari menfaat umulursa kısa ömürlü olur. Ancak, her yere de çağrılıp, olabilecek masrafları karşılanmaz ise bu da olmaz. Hepimiz Gönen ilahi gurubuna sahip çıkmalıyız, yaşatmak, güçlendirmek ve daha da geliştirmek için çalışmalıyız. Zenginlerimiz bu guruba sponsor olabilir. Ama Gönenli zenginlerimizin bu tür oluşumlara duyarsız ve ilgisiz kaldıkları da bir gerçek.
Keşif / Tarım Vitrini
Yörük Pazarında
Organik Tarım Ürünleri İlgi Görüyor
Geleneksel Yörük Pazarı Kapalı Pazar Yerinde
Yörük Pazarında Köylü Kadınların Sergileri
Gönen Kapalı Pazaryeri kenarında bulunan eski Yörük Pazarı üretici kadınları, bahçelerinde ürettikleri gübresiz sebze ve meyvelerle pazarda tercih sebebi oluyorlar.
Yıllarca Gönen çarşı merkezinde, Yörük pazarı olarak adlandırılan yerde Salı günleri pazara çıkan ve pazaryerinin yeni yerine taşınmasıyla birlikte buraya taşınan Yörük kadınları, ürettikleri ve pazara getirdikleri türlü sebze ve meyveleri müşterilerine satıyorlar.
Yörük pazarında satışa sunulan ürünlerin başlıcalar: yumurta, tavuk, sarımsak, soğan, marul, maydanoz, çilek, domates, biber, kabak, lahana, pırasa, erik, kiraz, üzüm, ahlat, kuşburnu, ada çayı oluşturuyor.
Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
Organik Tarımı Gönen’de köylü yörük kadınları başlatmış. Bahçelerinde yetiştirdikleri türlü sebze ve meyveleri toplayıp pazarda satıyorlar. Çok ta müşterileri var. Diğer sergiler bu kadınları kıskanıyorlarmış ve her fırsatta onları oradan uzaklaştırmak için çaba harcıyorlarmış. Yani her zaman baskı altında tutuluyorlar. Pazarın kenarında yerlerde, beton üzerinde sergiliyorlar ürünlerini.
Ellerinden tutan, sahip çıkan, destek veren yok. Bu kadınlara sahip çıkılırsa, organik tarımı amatör bazda daha iyi yapabilirler. Ziraat odası böyle bir teşebbüs ve proje olursa seve seve destek veririz diyor.
Avrupa organik tarıma yıllar oldu geçeli. Artık kimyasal gübrelerle üretilen hormonlu sebze ve meyveleri bilinçli Avrupalı tüketmiyor. Biraz daha fazla para ödüyor, doğalını, katkısızını, lezzetlisini alıyor. Oysa bizdeki yörük kadınları, pazardaki satıcılardan daha hesaplı veriyor organik ürünü.
Gönen’de organik ürün üreticiliğine geçilesi şart. Kaymakamlık, Belediye, İlçe Tarım, Ziraat odası, üreticiler bir araya gelip bu işi konuşmalı.
Belediyenin her türlü imkânları var, yerleri, araçları, personeli var. Bir şirket kurar bu organik tarım işine öncülük yapabilir. Hem belediyeye gelir sağlanmış olur. Bizden teklif. Tabiî ki bu yazıyı okuyanları, okuduğunu başkana iletenleri ve bizi kaale alanları olursa.
Keşif / Hobi - Macera
Özkan Yeşiloğlu Arama Kurtarma Ekibine Köpek Eğitiyor
Çok Faydalı Bir Hobi
Özkan Yeşiloğlu Korudermen Korusunda Köpek Eğitiminde
Kısa adı Göndak olan Gönen Doğal Afetler Arama Kurtarma Derneğine, arama kurtarma köpeği eğitiliyor.
Ekipte görevli Özkan Yeşiloğlu kendisine air köpeği haftanın belirli günlerinde Korudeğirmen köyü çamlığında eğitime tabi tutuyor.
Özkan Yeşiloğlu yaptığı açıklamada; köpek herhangi bir deprem anında yıkıntıların altında kalan ölü ya da yaralı insan başta olmak üzere her türlü canlıyı koku alma duyusuyla arayıp bulacak şekilde yetişiyor. Düzenli olarak eğitime tabi tutuyoruz. Herhangi bir afet anında hemen göreve hazırız. “ dedi.
Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
Güzel bir hobi ve iş. İnsanlığa faydalı olmak için ne gerekiyorsa onu hizmet veya hobi amacıyla yapmak gerekli. Yeşiloğlu da onu yapıyor. Göndak ekibi zaten aktif insanlardan oluşuyor. Bu aktivite ve hobilerini iyi ve insanlığa faydalı alanlarda kullanmaları çok çok isabetli. Kimi insanlarında hobileri okey oynamaktır. Hiç kimseye faydası olmaz, zamanlarını öldürerek hem kendilerine hem de topluma dolaylı olarak zarar vermiş olurlar.
Göndak için bir tane köpek yetersin, başka gönüllülerin de çıkması lazım.
Keşif / Kültür - Sanat
Dergi Yayıncılığı Can Çekişiyor
Uyar Ajans'san Abdullah Uyar ve İsmail Berber
En etkili ve kalıcı süreli yayın olan dergi yayıncılığı bitmek üzere.
Dergi yayıncılığının yerini internet siteleri almış durumda. Hem görüntülü hem detay haber hem de ileriye dönük iyi bir arşiv ve belge malzemesi olan dergi yayıncılığı tükenmek üzere.
Okuma oranın düşük olduğu ülkemizde, kitap yayınlarındaki düşüşle birlikte dergi yayıncılığı ve okuması da düşmüş vaziyette.
Beleyenin, basın yayın, sivil toplum kuruluşları ve devletin dergi ve kitap yayıncılığı için özendirici çalışmalar yapması gerekli. Yoksa kısa süre sonra dergi yayıncılığı ve arşivciliği de tarih olacak.
Susurluk belediyesine tek sayı dergi çıkaran Uyar Ajansın sahipleri Abdullah Uyar ve İsmail Berber, yaptıkları titiz bir çalışmayla Susurluk ilçesine kalıcı ve uzun vadeli, tarihe ışık tutacak bir şekilde dergi hazırladılar.
Keşif / Tarım Vitrini - Üretici Dünyası
Keçi Üreticiliği Bitme Noktasında
Keçi Üretecilerinin Sorunlarıyla İlgilenilmiyor
Keçi Üreticileri Bandırma Tepelerinde
Küçükbaş hayvan üreticileri dertli. Kendilerine destek olunmadığını, mera problemlerinin bulunduğunu belirten üreticiler süt ve et fiyatlarının da emeklerini karşılamadığını belirtiyorlar.
Keşif / El Sanatları Oya Çeyiz
Gönen Oya Pazarı Dünyada Tek
Oya Pazarı Yerli ve Yabancı Ziyaretçi Akınına Uğruyor
Oya Pazarı Türkiyede Tek
Gönen oya pazarı Türkiye ve dünya genelinde tek olması sebebiyle ilgi topluyor. Her sabah saat 07 de açılan ve ilerleyen saatlerde belediye haporlerinden yapılan toplu duadan sonra devam eden oya pazarını yurt içi ve dışından binlerce kişi ziyaret ediyor.
Salı günleri Gönen Kapalı Pazar yerinde gerçekleşen oya pazarının bir gün içerisinde 5.000 ‘e yakın ziyaretçisi oluyor. Yaklaşık 70 civarında sergisi de bulunan oya pazarına yut içinden toptancılar mal almak için geliyorlar.
Evlerinde yaptıkları oyaları burada doğrudan pazarlamak için gelen hanımlar, oyalarını satarak Pazar alışverişlerini yapıyorlar ve aile bütçelerine katkı sağlıyorlar.
Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
Oya pazarını gezip görmenizi tavsiye ederiz.
Hanımlardan memnun olanlar olduğu gibi memnun olmayanlarda var. Memnun olmayanlar oya pazarının garaja ve kaplıcalara yakın bir yerde olmasını istiyorlar. Orada olurlarsa Gönen’e gelip gidenler oya pazarına daha kolay uğrarlar ve oya satışlarında artış olur. Dükkân sahipleri de aynı şeyi istiyorlar. Bizce de oya pazarı merkezde bir yerde olmalı. Ama bu soruna çözüm bulacak olan kurum Oyacılar Derneği ve Belediye. Oyacılar derneği yönetiminde böyle bir aktivite ve girişim yok. Sadece konuşuyorlar, icraat, eylem yok. Oyacılar nedense bir türlü birlik olamıyorlar, birlikte hareket edemiyorlar. Dernek kurdular sözde ama, dernek te kağıt üzerinde. Belediye yönetimi ise her şeyi kendileri daha iyi biliyor havasında. Her şeyi biliyor, bir planları var havasında görünüyor ama hiç kimseye danışmadıkları, hiç bir şeyi paylaşmadıkları da bir gerçek. Tamamen iletişim ve koordinasyon kopukluğu var. Suç hem oyacılarda, hem dernek yönetimi ve hem de belediyede. Yani kimse üzerine düşen vazifeyi tam olarak yapmıyor. Bizim gözlemimiz bu.
Rüzgâr Enerjisi Gönene de Kurulmalı
Bandırma Rüzgar Enerjisi Santrali
Bandırma ve Manyastan Sonra Gönen’de Rüzgâr Enerjisi İçin Yatırımcı Bekliyor
Bandırma Rüzgâr enerjisi tesislerini yerinde ziyaret eden Keşif ekibi, bu enerji yatırımının Gönen’e de kurulabileceği, Paşaçiftlik, Taştepe, Buğdaylı, Çalıoba, Bostancı, Havutça köylerinin bulunduğu, denizden rüzgâr alan yüksek sırtların olduğu tepelerin üzerine de kurulabileceği sonucuna vardı.
Gönen Kaymakamı Bekir Dınkırcı ile Belediye Başkanı Hüseyin Yakar’ın da Almanya’da bu konuda ziyaretleri olmuştu.
Bandırmada kurulu, havayı kirletmeyen, çevre dostu rüzgâr enerjisi santrali, elde ettiği enerji ile 80.000 kişinin yaşadığı bir şehrin elektrik ihtiyaçlarını karşılayabiliyor.
Manyas’a da kurulan sistemin Gönen’e de kurulması gerektiği ve bunun için yatırımcıların beklendiği belirtiliyor.
Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
Rüzgâr enerjisi santrali için Gönenli girişimciler bekleniyormuş diye duyum aldık. Çok beklenir, çünkü Gönen’de insanların birbirlerinin kuyusunu kazmaktan başka bir becerilerinin olduğunu sanmıyoruz. Keşke tersi olsa da biz mahcup olsak. Kim gelebilmiş ki Gönen’de bir araya. Herkes kişisel çıkarlar peşinde. Küçük olsun benim olsun anlayışında. Herkes çokbilmişlik taslıyor. İlçede bazı kişiler her şeyi ben biliyorum edasında ve havasındalar. Bu ilçeye iyilik yapılacaksa ben yaparım, kötülük yapılacaksa da onu da ben yaparım diyenler var adeta. İlçeyi idare edenler her şeyi kendileri biliyor edasında oldukları sürece, karşıdakine hiçbir söz hakkı tanımadıkları, saymadıkları ve değer vermedikleri müddetçe bu ilçede hiçbir şey olmaz ve hiç bir şey değişmez. İnşallah yanılırız. Bu konuda yanılırsak, mutlu oluruz.
Gönen Kent Konseyi Yapıldı
Gönen Kent Konseyi seçimli genel kurul toplantısı 21 Temmuz Salı günü, Esnaf Kefalet Kooperatifi salonunda yapıldı.
Yaklaşık 1.500 kişinin katıldığı Kent Konseyinde adeta demokrasi ve katılım şöleni yaşandı.
Son üç yıldır Gönende yaptığı başarılı çalışmalarıyla göz dolduran ve ilçenin her türlü sorunuyla ilgilenerek belediye ile uyumlu, koordineli ve başarılı bir çalışma yürüten kent yönetimi bayrağı yeni ekibe devretti.
Büyük bir heyecanın hakim olduğu genel kurulda kent konseyi yönetimine ve komisyon üyeliklerine seçilebilmek için adaylar arasında adeta büyük bir yarış görüldü.
Konsey başkanlığı için yapılan oylamada Mehmet Gündöndü başkan seçildi.
Daha sonra komisyon yönetimlerinin seçimlerine geçildi. Komisyon yönetimlerine aday olmak isteyenlerin müracaatları kabul edilerek, her komisyon yönetimi için ayrı ayrı oylama yapıldı. Yapılan oylama sonucunda en fazla oyu alan adaylar komisyon yönetimini oluşturdu.
Gönen belediye başkanı Hüseyin Yakar, genel kurul toplantısının dilek ve temenniler bölümünde söz alarak, komisyonun yeni yönetimini tebrik edip kutlayarak yeni seçilen üyelere başarılar diledi.
Kent konseyi genel kurlunu izlemek üzere toplantıya katılan vatandaşlar yaptıkları ortak değerlendirmede; ilk defa Gönen’de bu şekilde tamamen demokratik bir sivil toplum ve halkın katılımı olayını gördük ve yaşadık. Demokrasi ve sivil toplum adına ümit verici bir gelişme. Halkın ve sivil toplum kuruluşlarının, böyle bir halk meclisine katılmaları ve şehrin sorunlarına sahip çıkmaları iyi bir gelişme. Demokratik ve tarafsız bir seçimin ve katlımın yapılmış olduğunu görmek, demokrasimizin yerleşmesi açısından da iyi bir gelişme” dediler.
Kent Konseyinde, son beş yıldır Gönen’in bütün yönleriyle, Türkiye ve Dünya üzerinde büyük bir tanımını yapan, bölgesel ve ulusal televizyon kanallarında, internet televizyonları, video kanalları ve internet sitelerinde Gönen ile ilgili 2000’ in üzerinde tanıtım filmi yayınlayarak Türkiye ve Dünya rekoru kıran GönTAM’ın kurucusu ve Yönetim Kurulu başkanı A Kadir Demircan’a, Kent Konseyi tarafından “Turizm ve Tanıtım” komisyonunun başkanlığı teklif edildi. Ancak Demircan, bu öneriyi, Turizm ve Tanıtım görevini bizden daha iyi yapanlar var, bu sorumluluğu ağır bir görev, ben kendimi bu göreve layık görmüyorum diyerek komisyona teşekkür etti ve bu teklifi kabul etmedi.
Keşif / Bilim - Teknoloji - Kalkınma
At Çiftliğinde Binicilik Eğitimleri
Yarış Atları Harasında Amatörlere Binicilik Eğitimi
Dilmaç At Çiftliği
Gönen’in turizm merkezi durumundaki Dilmaç At Çiftliği, amatörlere yönelik olarak verdiği binicilik derslerinde bölgede bir ilke imza attı.
Yarış atlarının eğitim ve bakımlarının yapıldığı Dilmaç Çiftliği, yaz kış ziyaretçilerini de ağırlayarak, ilçenin turizm potansiyeline büyük katkılar sağlıyor.
Gönen’in Balya yolu üzerinde 2. kilometresinde bulunan çiftlikte yarış atlar ve midilli atlarının eğitimleri yapılıyor. Geniş bir alana yayılı çiftlikte, ayrıca at yarışları pisti de bulunuyor.
Çiftlikte; Midilli atları, Poni, Afringel atı, safkan Arap atı, safkan İngiliz atı bulunuyor.
Binicilik Federasyonuna bağlı olan çiftlik düz koşular ve yüksek atlamalar için at yetiştiriciliği ve eğitimi yapıyor.
Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
Dilmaç çiftliğinin sahibi Fahri Dilmaç, aynı zamanda hayırsever bir iş adamı olarak da biliniyor. Memleketini seven ve memleketine yatırım yapan böyle insanların sayılarının artmasını temenni ediyoruz. At çiftliğindeki Engelli Atlama binicilik hocası Cüneyt Yanık çok başarılı ve halkla ilişkileri iyi olan bir arkadaşımız.
Keşif / Tarih - Kültür - Sanat
Güvercinli Köprü, Yerel Turizme Aday
Ulukır Muhtarı Burhan Karakurt
Geçmişini bilmeyen milletler yok olmaya yüz tutmuşlardır. K.Atatürk
Tarihini bilmeyen diplomat, pusuladan anlamayan kaptana benzer. Her ikisinde de karaya oturmak tehlikesi vardır. Cevdet Paşa
Gönen- Biga yolu üzerinde ve Ulukır köyü sınırlarındaki Güvercinli köprünün tarihi oldukça karışık. Hacettepe Üniversitesinin tez konusu olarak gündeme aldığı bu köprünüz sırrı bir türlü çözülemiyor.
Efsanevi Gönen Çayı üzerine kurulan köprü, Büyük İskender tarafından M.Ö 334 yıllarında yaptırılmış.
Büyük İskender; adı doğu efsanelerinde yaşayan, o tarihteki dünyanın yarısını 13 yılda fethetmiş, pers imparatorluğunun güçlü ordularını yenmiş, M.Ö 323-336 yıllarında Makedonya kralı olan ve tarihteki en büyük komutanlardan biri.
Kral İskender; batı Anadolulun fethini tamamladıktan sonra, doğu seferine çıkmak, Suriye ve Fenike’ye ilerleyerek Persler donanmasını yıkmak üzere büyük hazırlıklara başladı.
Bu hazırlıklardan en önemlisi, o tarihte var olan ve oldukça yüksek bir akıntıya sahip bulunan, Kaz dağlarına dayanan, Gönen Çayının üzerinden askerlerinin güvenli geçiş yapmaları için bu köprünün yapılması şart olmuştu. Büyük İskender kafasına koyuyor ve bu köprüyü çok zor şartlarda yaptırıyor.
O dönemde bu köprüden 6-7 bin civarında asker geçiş yapıyor. Biga Çayı yakınlarında yapılan Granikos Savaşında askerler bu köprüyü kullanıyor. Daha sonra İskenderin orduları, bu köprüyü kullanarak Yunanistan’a seferler düzenliyor ve Yunanistan’ı kendilerine boyun eğdiriyor.
Tarih belgelerinden elde edilen rivayetlere göre; bu köprü Roma döneminde yapılmış, Karasi Beyliği döneminde yenilenmiş, Osmanlılar döneminde de etkin bir şekilde kullanılmış, Cumhuriyet döneminde ise yıkılıp yerle bir olmasına göz yumulmuş.
Köprü; moloz taştan yapılmış, üzerine granit tozundan sıva yapılmış ve yer yer horasan kullanılmıştır. Üç kemer ve dört yuvarlak gözden oluşan köprüde kesme taş ve kerpiç kullanılmış.
Köprü bakımsız, harap vaziyette kendi kaderine terkedilmiş durumdadır.
Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
Gönen’de tarihi mirasımıza sahip çıkacak bir anlayış maalesef görünmüyor. Şehir içindeki o güzelim, tarihi Osmanlı evleri de birer birer yok olup gidiyorlar. Mirasçıları, bu evler kendiliğinden yıkılsın da mütahid’e verelimde köşeyi dönelim kurnazlığını takip ediyorlar. Bazı mütahitlerin de bu kişilere akıl verdiklerini duyuyoruz. İlçemize, tarihimize, manevi değerlerimize çok yazık oluyor. Tarih komisyonuna buradan çağrımızdır. Gönen ve civarındaki bütün tarihi eserlerin bizde görüntüleri var. Onları verelim, ne yapılacaksa, bizde yapmaya çalışalım, yardımcı olalım.
Gönen Kent Konseyinde, Tarih Komisyonu var. Bakalım neler yapacak hep birlikte göreceğiz.
Gönen Belediyesinin öncülüğünde, tehlikeli diye yıktırılması sağlanan tarihi Seher Han’ın yerine sözde yenisi yapılacaktı. Şimdi orası oto garajı olarak kullanılıyor. Belediyemiz nasıl yıktırılması için aracı olmuş ise, yenisinin yapılması içinde aracılık etmeli, yarım kalan işin tamamlanmasını sağlamalıdır.
Güvercinli Köprüde aynı şekilde muhafaza edilmeli, bakım ve onarımı yapılmalı, kültürel mirasımıza kazandırılmalı, ziyaretçilere sunulmalıdır.
Keşif / Turizm - Gezi
Koçbayır Köyünde Altyapı Çalışmaları
Koçbayır Köyünün Alt yapısı baştan sona yenileniyor. Köy Muhtarı Hasan Aydın; köy halkını da arkasına alarak başlattığı çalışmalarda, köyün kanalizasyon hatlarını yeniliyor.
Aynı zamanda köy içi yolarlın tamamını da parke taşıyla kaplatıyor.
Her yıl geleneksel olarak Ağustos ayında şenlik ve konser düzenleyen, derneği ve internet sitesi olan köyün nüfuzu 150 kişi. Yaz aylarında bu rakamın 300 ü bulduğu ve köyde prefabrik ev sayılarının da gün geçtikçe arttığı söyleniyor.
Dernek ile uyumlu çalıştıklarını söyleyen köy muhtarı, ayrıca dışarıda yaşayan köylülerimiz köyün her türlü eksiğinin giderilmesinde muhtarlığa maddi olarak katkı sağlıyor. Köyümüzün muhtarlık binası eksik, birde gölet projemiz var onu da halletmek istiyoruz dedi.
Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
Köy muhtarı Hasan Aydını tebrik ederiz. Genç, dinamik, başarılı ve çalışkan. Kişilerle iletişimi çok iyi. İstiyor, ısrar ediyor ve alıyor. Pısırık ve devamlı halinden şikâyetçi olan bir köy muhtarı değil. Bulunduğu makamı boşuna işgal etmiyor. Diğer muhtarlarımızın da örnek almalarını tavsiye ederiz. Kendisine başarılar ve kolaylıklar dileriz.
Denizkent Sahili Bodrum Olmaya Aday
Denizkent Sahili
Ohh Ne Güzelmiş Deniz !!! Sizede tavsiye ederim..
Denizkent sahil turizmi denince akla Denizkent gelmeli.
Marmara denizinde, Gönen’e 30 KM uzaklıkta, Çanakkale yolu üzerinde, oksijen deposu ormanlar ile denizin kesiştiği bir bölge.
İlk yazlıkların yapımına 1966 yılında başlamış ve hale devam ediyor. Denizkent Türkiye’de kaz dağlarından sonra havasının en temiz olduğu bir bölge olarak biliniyor. Bir doktor, astım hastanesi yapmak istemiş ancak resmi makamların engel çıkarmasıyla vazgeçmiş.
Ülke genelinden yüzlerce kişi doktor tavsiyesiyle buraya geliyor ve tamamen yerleşiyor. Yaz kış burada kalanlar var.
Havası, suyu temiz, sessiz, sakin, dağların eteğinde bir yer. Etrafında tepeler, tarım arazileri, meyve ve sebze bahçeleri, ormanlar ve köyler var.
Altyapısı tamamlanmış. Ancak belediyenin yapması gereken çok iş var daha. Burası ne köy, ne kasaba, ne belde, ne de mahalle. Gönen’in Altay mahallesine bağlı olarak hizmet alıyor. Ancak yaz döneminde nüfusu 6-7 bin’i buluyor. Kışın da bin’in üzerinde burada yaşayan nüfus var. Yeni bir statüye ve hizmete kavuşturulması lazım. Bütün alt ve üst yapı çalışmaları tamamlandıktan sonra belediye teşkilatına kavuşturulmalı. Çünkü jandarması, Camisi her şeyi var.
Tıpkı Altınoluk gibi bir tatil beldesi. Oranın belediye teşkilatı var, yerinde hizmet alıyor. Burası da aynı statüye kavuşturulmalı.
Gerekli çalışmaların bitirilerek buranın çok geniş kapsamlı bir tanıtım ve reklâmının yapılması gerekli. Ülke insanının yaz tatillerini burada geçirmesi sağlanmalı.
Buranın internet sitesi ve tanıtım broşürleri eksik. Derneği var çok aktif gözükmüyor. Belediye ile sivil toplum kuruluşları derhal buranın üzerinde yoğunlaşmalı ve bu bölgenin turizm potansiyeli arttırılmalı.
Denizkent, Marmaris ve Bodrumdan aslında çok daha iyi bir düzeyde. 1960 yıllarda burası Türkiye çapında zengin ve sosyetelerin tatil yaptıkları çok önemli bir tatil bölgesiymiş. Marmaris ve Bodrum buradan sonra icat olmuş.
Bütün yönleri ve özellikleriyle iyi bir kıyaslama yapılırsa burasının, Marmaris ve Bodrumu üçe, dörde katlayacağı kesindir.
Edinilen bilgilere göre; buraya iskele yapılacak, imar ve şebeke suyu problemleri çözülüyor, balıkçı barınağı ve mendirek yapılacak, Avşa ve Marmara adalarına ulaşım sağlanacak.
Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
Denizkent gerçekten bakir bir bölge. Hep ihmal edilmiş. Site yönetimiyle çalışan özel bir yerleşim ve yönetim birimi var. Buradaki evler, villalar, sokak ve caddeler çok çok daha güzel. Tabiî ki her yeri aynı değil. Biz isteriz ki her tarafı güzel ve eksiksiz olsun. Dışarıdan gelen günlükçülerin konaklayacakları bir pansiyon, oda ve ev gibi hizmet birimleri yok. Gönen Belediyesinin alt yapı çalışmaları ağır işliyor. Halk ta her şeyi belediyeden bekliyor, yanlışın biride bu.
Denzikent’e insanları çağırmadan önce eksikliklerin giderilmesi şart. Burası turizme kazandırılırsa Gönen çok kazançlı çıkacak. En az iki bin kişi buradan ekmek yiyebilir.
Çimento fabrikası yapmayı bırakalım da, Denizkent’e turizm fabrikası yapalım. Bacasız fabrika ne güzel olur.
Yıllardır Denizkent hep ihmal edilmiş. Belde teşkilatına kavuşturulup, belediye kurulursa çok iyi hizmet alacağı şüphesiz görünüyor.
Tuzakçı Köyünün Başarılı Kooperatif Başkanı Sevenlerini Üzdü